1. zahmetli
2. sıkı
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Başarmak için sıkı çalıştım.
Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.