1. dans
Hilal dans dersleri alıyor.
Burada dans edebilir miyim?
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
Dans etmek istiyor.
O, müzikten çok daha fazla dans etmeyi seviyor.
Haydi söyle ve dans et!
Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
Bütün akşamımızı birlikte dans ederek geçirdik.
土耳其 单词“играње“(dans)出现在集合中:
Sırpçada Boş zaman aktiviteleri