1. eğelence
2. eğlenmek
Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti.
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
土耳其 单词“zabawa“(eğlenmek)出现在集合中:
Pierwszy tydzień