1. düz
Bazı insanlar Dünya'nın düz olduğuna inanıyorlar.
Destinasyona ulaşmak için düz gitmelisin.
Her zaman düz yönde gitmelisin.
Lidia'nın sarı düz saçları var.
Ben düz gitmek istiyorum.
2. doğru
Onun söylediği doğru.
Bu doğru.
Nehire doğru ilerlediler.
Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
Bunun doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.
Onun yarışı kazandığı doğru mu?
Bir eşekarısı bulutu çocuklara doğru yöneldi.
Kız arkadaşına doğru koştum.
Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.
Doğru akıl bir yerde kalmayan akıldır.
Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
Tom'un dün gece geç saatlere kadar çalıştığını duydum. Doğru mudur?