1. yolculuk
O bir yolculuk düşünüyor.
O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.
Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.
Her zaman birisinin frag-kuyruğunda yolculuk yapmayın.
Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
Filmi izlemek Hindistan'a bir yolculuk yapmak gibi bir şeydir.
O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
土耳其 单词“ride“(yolculuk)出现在集合中:
İngilizce Kelimeler: En Önemli 1000 İsim 826 - 850