1. kahve
Kahve soğuk.
Kahve var,...kahve.
Eğer kaldıysa bana biraz kahve ver.
Kahve için büyük bir pazar var.
Kahve beni uyandırıyor.
Neden kahve içerken konuşmuyoruz?
Bir kahve ve bir kruvasan alacağım.
Kahve fiyatı düştü.
Genellikle sabah kahve, akşam çay içerim.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
Kahve mi yoksa çay mı istersin?
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.
Ama kahve iyi değil.
Kahve tercih ederim.
土耳其 单词“καφές“(kahve)出现在集合中:
Ποτά στα τουρκικά2. kahverengi
Hiç kahverengi bir güvercin gördün mü?
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.
Koyu kahverengi saçları vardı.
Kahverengi şapka eski.
Kahverengi montlu kadın kim?
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Bahçe çıplak ve kahverengi.
Bu kahverengi kravatı alacaktım.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
Şu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
土耳其 单词“καφές“(kahverengi)出现在集合中:
Χρώματα στα τουρκικά