1. deniz
Tatilde deniz kenarına giderdik.
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.
Ben, bir deniz nakliyat şirketi için çalışıyorum.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
Arka planda deniz manzaralı bir resmimizi çektirelim.
Deniz samuru, sırtüstü yüzerken istiridye yemeyi seviyor.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu.
Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
土耳其 单词“θάλασσα“(deniz)出现在集合中:
Όροι για τη γεωγραφία στα τουρκικά