1. harcamak
Gereksiz şeylere para harcamaktan nefret ediyorum.
Ömrümün en iyi yıllarını senin için harcamak istemiyorum..
2. geçirmek
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
土耳其 单词“verbringen“(geçirmek)出现在集合中:
almanca fiiller3. zaman geçirmek